Tüm bu yaşananlar sonunda acı bir şekilde öğrendiğim
şey, seni hayalimdeki kadına benzettiğim ve benzer olmayan kısımları göz ardı
ettiğimdir. Belki de beni bu noktaya getiren ona bir vücut kazandırma
ısrarımdır bilemiyorum ama sıradan olmadığı kesindi. Kendime zorlama duygular
yasatamamıştım çünkü hiç, tamamen olması gerektiği gibiydi kendimce.
Nihayetinde bir yabancı artık, hatta fark edemediğim
bir şekilde hep yabancı imiş henüz öğreniyorum. Samimiyetine inancım yok
diyemem, çünkü insanın giremeyeceği kılık, düşemeyeceği durum, söyleyemeyeceği
söz ve yokluğuna kayıtsız kalamayacağı insan yoktur ne de olsa. Kaybeden
tarafta mıyım yoksa kazanan mı bilmiyordum. Yine de güzel bir hayaldi. O
olmasını dilerdim elbet, çünkü onu bulamadan ölebileceğim gerçeği beni çok
korkutuyor.
Hayaller gerçekleştirildiklerinde mi yoksa hiç
gerçekleşemeyeceklerinde mi daha değerli olurlar? Hiç düşünmedim. Ölesiye
arzuladım sadece. Kendisine bu denli benzettiğim ilk kadındı -umarım son olmaz-
gittim tabi yanına pardon bakar mısınız dedim. Çok benziyordu ama emin olmam
gerekti. Seslendim duymadı, tekrar denedim, yok. O olsa bakmaz mıydı, duymasa
da hisseder dönüp bir bakardı değil mi? Değilmiş demek ki, yolun sonuna kadar
izledim arkasından. Gittikçe küçüldü ve gözden kayboldu. Küçük bir çocuk gibi
bozulmuştum ve göz yaşımı tutabilecek kadar büyüktüm ne yazık ki...
*Ağlamayı özlüyorum bazen.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder