Bazen konuşmak istersin,
Birilerine anlatmak.
"O"na anlatmak.
Anlatırken seni yargılayacağından korkmadan,
Düzenli aralıklarla tepkilerini yoklamadan.
Seni dinlerken anlamaya çalışsın istersin.
Anlattıklarını saçma bulsun,
Gülsün, hiç farketmez ama içten,
İlgisini çekmesine bile gerek yok.
ama dinlesin, anlamaya çalışsın.
Öyle sahte gülüşleri vardır ki onun,
Hakaret etse o kadar incitmez.
Gözler hep utangaçlıktan kaçmaz,
bazen kovalanmak ister.
Bazı sözlerim olur onikiden vurma gayesiyle,
Kendimden emin,
yine de bir nebze titrek dudaklarımdan dökülen.
Sözlerim vardır hedefe varmadan tükenmiş,
Sözlerin vardır insanı yaralayan,
Sözlerin vardır gülmeyi haram kılan.
ama hiçbiri yerini tutamaz sessizliğinin.
Tepki vermeye kaydadeğer görülmeyişimin.
Yerini alamaz, samimiyetsiz bir tesellinin
ya da gelişigüzel bir ünleminin.
En iyisi susmak benim için,
ve susmak senin için.
Sen beni susturmadan,
hiç konuşmamak gerekti en baştan.
Gerek yoktu böyle gürültülü sevmeye.
Ne diye şişirdim başını otobüs duraklarının.
Susturulmak kovulmaktır sevgilim,
Ben ise senden istifa ediyorum şimdi.
Gidiyorum bir akşamüstü kızıllığı izlemeye.
Bir başıma, dik başımla
Boynumda tadın, gözümde yaşımla
Sırtımda izin, göğsümde ağırlığınla
Gidiyorum susturulmuş yollar üzerinden,
Küsmüş bir baharı dinlemeye.