9 Mart 2012 Cuma

Tekerrür

Karla örülmüş bir coğrafya, her ilmeğinde güneşin ayrı bir nimeti. Bunu bir an düşleyerek gülümseyebildiyseniz eğer yazının devamını büyük bir zevkle okuyacağınızı garanti edebilirim size. Bir çok kötü haberi küçük, tatlı bir müjdenin dağıttığı bir kuşluk vakti, kabuslardan yadigar kalan o rahatsız edici terin bir anda donuklaştığı ve yerini karşıkoyulmaz bir huzur çığının aldığı o sabah benim içimde biriktirdiğim ama bir türlü kendime bile itiraf edemediğim beklentilere tokat gibi bir cevaptı adeta. Yüz kızartan, lakin şiddetinden değil bende bıraktığı utangaçlık hissinden, ve o kızarıklığı ne kalemin pudrası dağıtabildi ne de taze yaban mersini. O gün bugün yaşadığım hassasiyet problemi bütün vücüdumu mumya gibi kapladı ne yazık ki. Keşke yanaklarımla sınırlı kalsaydı, anlaşabilirdik diye düşünmüştüm. Bu rahatsız edici, beni derin sorgulamalara ve özeleştirelere sürükleyen "hassasiyet" problemi, bir problem olmaktan çıkamadı ne yazık ki. Oysa ben onunla barışık yaşamaya gönülden razıydım...
Sözcüklerimi seçerken iki kere düşünmeye başladığımdan beri, sabırsızlığıma her gün ayrı bir hançer geçirdiğimi farkettim ve anladım ki, tüm dünyayla barışık yaşamak imkansızmış. Sevgimle barışsam nefretim terkedecek beni, aşkım ile barışsam yalnızlığım. Bu beni derin bir hüzne boğsa da, yitirmedim ümidimi. Birşeyleri gözden çıkaracaksın ki, gözden çıkaramayacağın şeyler edinebilesin. Kaybetmek, kazanmanın ilk adımıdır. Bir diğer deyişle, evrende boşluğun doldurulma ihtimali her zaman daha fazladır. Yeter ki o boşlukta varlığının yokluğuyla aynı değer taşıdığı birşey barındırma. Sahte kaleler inşa etme gönül arazine, unutma ki güçlü kaleler özverili ve tutkulu bir çalışmanın ürünüdür.
Ne diyorduk ah evet, " tekerrür". Tekerrür deyince akla hep " Tarih tekerrürden ibarettir." sözü gelir. Bu sözü sorgulayıp üzerinde kafa patlatmadan birçoğunuzun "Vay be!" dediğini biliyorum. Lakin "Tarih" dediğimiz kavram nedir ki? Bir tutanaktan ibaret midir? Yoksa bir "background" mıdır geleceğe ışık tutan? Varın siz düşünün ve haberdar edin e mi?
Bugün yine "Tekerrür" etti tarih, aynı senaryoyu farklı oyuncularla icra etmekten bıkmış usanmış bir dünyalı olarak, farklı kafalar yaşayan bu adaletsiz galaksinin üyeleri sizler! Sizler ki, tekerrürü ürünü olan melankoliyi sevenler ve sahiplenenler, sizleri hem öpeceğim gözlerinizden hem de dürteceğim malum yerlernizden, mazur görün beni terbiyesizliğimden ötürü...
Ne diyorduk? Ah, evet "Tekerrür", bırakın tarih yaşasın gençliğini ve eskide kalma ihtiyarlığını siz tekerrür etmeyin yeter, tekerrür yerinde saymanın eş anlamlısı olmasa da yakındır mizah anlayışı varla yok arasında vuku bulan şeytana ve yaptırdıklarına ve yaptırmakla yükümlü olduklarına...
Sıkıldım, affet beni! bitiriyorum burda bu ahlaksız meziyeti ve son buluyorum küfürlerin eşliğinde, gidiyorum be adam gidiyorum be kadın! sen gitmek nedir bilir misin? Ben bilirim ama öğretemem gitmekten korkan birine, içinde korku barından birine de anlatmak istemem ya her neyse, sen sağlıcakla kal korkuyla barışık yaşamaya alışmış dünyalı, hor görme beni, bil ki ben seni hiçbir zaman görmeyeceğim. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder